Dostoyevski “Suç ve Ceza”’yı inceleyeceğiz. Suç ve Ceza Dünya edebiyatı için çok özel ve ayrı bir yere sahip bir eser, isterseniz yazımızın ilerleyen bölümlerinde de kısaca Dostoyevskinin hayatından bahsedelim. Suç ve ceza klasik Rus edebiyatının klasik anlamda yazılmış ilk büyük romanı olarak kabul ediliyor.
Dünya edebiyatını’da derinden etkileyen bu eser hukuk, siyaset bilimi, felsefe, psikolji ve sosyoloji gibi bir çok bilim alanında referans olarak gösterilen önemli bir eser.
Suç ve cezanın baş kahramanı Petersburg’da hukuk okuyan yoksul bir öğrenci olan Rodion Romanoviç Raskolnikov, Raskolnikov kirasını ödemekte güçlük çeken kimi zaman karnını doyurmak için dahi parası olmayan bir öğrenci. Günün birinde babasının gümüş saati ile kız kardeşinin kendisine verdiği yüzüğü rehin bırakmak üzere tefeci bir kadın olan Alyona İvanova’ya gidiyor.
Alyona İvanova ile tanıştıktan sonra Raskolonikov’un hayatı değişiyor. Rasnolnikov uzanca bir tasarlama ve düşünme aşamasından sonra bu tefeci kadını öldürüyor. Romanda Rasnolnikov’un düşüncelerini, psikoljisini, vicdan mahkemesini ve buhranlarını okuyoruz. Bunları hem Rasnolnikovun içsel konuşmaları şeklinde hem de diyaloglar halinde okuyoruz. Rasnolnikov aslında idealist ve çok çalışkan bir öğrenci aynı zamanda vicdanlı, merhametli, özverili bir insan.
Peki neden ve nasıl böyle bir cinayeti işliyor, Rasnolnikov’a göre toplumda iki tip insan var, birinci tip insan olağan inşalar ki bunlar her türlü toplumsal kurallara ve yasalara tabiler. İkinci tip insan ise olağan üstü insanlar bunlar toplumun durumunu ve tarihin akışını değiştirebilecek insanlar Napolyon gibi ki bu insanlar özellikle ulvi yüce amaçlara uğruna hiçbir kurala yasaya tabi değiller suç işleyebilirler. İşte Rasnolnikov üzerinden Dostoyevski suçu ve suçun meşruiyetini sorguluyor. Suçu işleyen kişinin niyeti, suçu neden işlediği yada toplumsal durumu suçu etkiler mi? Bunun bir suç olduğu gerçeğini değiştirir mi? Değiştirmez mi? Yasaların sınırlarını sorguluyor Dostoyevski.
Rasnolnikov bu tefeci kadın ile tanıştığı zaman tefeci kadından iğreniyor, onun zor durumda olan insanların bu durumlarından istifade ederek yaşamaya çalışan böcekten farksız bir varlık olduğunu düşünüyor. Çünkü tefeci kadın insanların değerli eşyalarını onlar zor durumda iken bu eşyaları dörtte bir değerine rehin alıyor, çok acımasız faizler talep ediyor ve rehin süresi bittikten sonra bu eşyaları geri vermiyor. Aynı zamanda Rasnolnikov’a göre bu kadın ihtiyaç duymadığı paraya sahip, şöyle ki Rasnolnikov’a göre bu para topluma daha yararlı insanlığa daha faydalı insanlar için daha iyi şeyler için kullanılabilir.
Bir çok insan sefaletten yoksulluktan kurtarılabilir bu para ile. Rasnolnikov kendi düşünen, sorgulayan, üreten bir hukuk öğrencisi dolayısı ile kendine göre kendisi de topluma insanlığa daha faydalı bu kadından, dolayısı ile bu kadının parası Rasnolnikov’a göre topluma ve bütün insanlığa daha yararlı diğer insanlar için kullanılabilir aslında.
Buda bizi başka bir sorgulamaya götürüyor, iyilik nedir, kötülükten geçen bir iyilik kabul edilebilir mi? Daha iyi ve topluma insanlığa yararlı insanların hayat kalitesini artırmak onların daha faydalı olabilmelerini sağlamak amacı ile faydasız insanlar yok mu edilmelidir? BU şekilde kötülükten geçen bir iyilik olabilir mi? Toplumda ki kötüleri yok ederek böyle bir toplum iyiliğe kavuşturulabilir mi? Bunları sorguluyor Dostoyevski.
Suç ve ceza kesinlikle hiçbir kalıba hiçbir türe konulamayacak kadar kapsamlı etkileyici ve büyük bir eser. Hem polisiye gerilim hem felsefi hem psikoljik hem de çok büyük edebi bir eser. İlk olarak Dostayevski’nin sosyolojik analizleri çok başarılı, açlık, sefalet, yokluk, imkansızlık inanılmaz gerçekçi bir uslup ile anlatılmış. Romanda hem kirasını ödeyemeyen ve karnını doyuramayan bir öğrenci var, hem hayatını devam ettirebilmek için hayat kadınlığı yapmak zorunda olan bir kız var ve toplumun alt tabakasında her çeşit yoksulluğa imkansızlığa şahit oluyoruz.
Bunun yanı sıra Dostayevski’yi bizce Dostoyevski yapan şeylerden birisi psikolojik tasvirler, duygusal betimlemeler ve ruh durumu analizleri son derece başarılı. O kadar gerçekçi anlatıyor ki Dostoyevski bütün ruhsal ve duygusal durumları Rasnolnikov soğuk soğuk terler iken sizde soğuk soğuk terliyorsunuz. Rasnolnikov gerilirken sizde geriliyorsunuz.
O üzülürken sizde üzülüyorsunuz. Katil olmasına rağmen onaylasanız da onaylamasanız da Rasnolnikovu anlayabiliyor hayata onun gözünden onun merceğinden bakabiliyorsunuz. Tüm insani duygular için başarı söz konusu, kapsamlı bir şekilde zaten Dostoyevski zaten bütün insani duygulara yer vermiş romanında. Acı, öfke, üzüntü, hüzün bunların hepsini o kadar gerçekçi bir şekilde yazmış ki kitap adeta size okutulmuyor da yaşatılıyor gibi.
Bunun yanı sıra karakter anlatımları çok başarılı Dostoyevski’nin, Rasnolnikov zaten başlı başına bir örnek edebiyat için. Rasnolnikov gerçekten roman karakterleri arasında en etkileyicisi bizce. Fakat sadece Rasnolnikov değil romanda ki her bir karakter nevi şaşına münhasır ve o kadar başarılı bir yönü ile her anlatılmış ki, kitapta kesinlikle silik kıyıda köşede kalmış bir karakter yok.
Kitapta ki her bir karakter başka bir romanın baş kahramanı olabilecek güçte o kadar başarılı tasvir edilmiş. Tüm karakterler için aynı şey söz konusu, suç ve ceza kesinle algınızı, hayata bakış açınızı değiştirecek empati yeteneğinizi geliştirecek bir eser. Herkesin bizce mutlaka okuması gereken bir eser.
Suç ve cezayı daha iyi anlayabilmek adına Dostayevski’nin hayatına bir göz atmak gerekli diye düşünüyoruz. Çünkü ancak Dostoyevski’nin hayatını yaşamış, onun ruh durumuna sahip bir insan suç ve ceza gibi bir eseri yazabilir. Onun iççin Dosyoyevski’nin hayatından çok kısa olarak bahsedecek olursak Dostoyevski alkolik ve son derece otoriter, disiplinli bir babanın çocuğu, annesi kendisi çok küçük yaşta iken Tüberkilozdan ölüyor.
Daha sonra Dostoyevski Petersburg’da mühendislik okurken babası da şaibeli bir şekilde ölüyor. Babasının ölümü Dostoyevski’nin hayatında çok önemli bir nokta çünkü Dostoyevski içten içe babasının ölümünü istediği için her ne kadar bunda bir payı olmada babasının ölümünden kendisini hayatı boyunca suçlu hissediyor. Bir çok insana göre Epilepsi nöbetleri insana hayatının bu döneminde başlıyor Dostoyevski’nin.
Daha sonra 28 yaşında iken Devlet aleyhinde bir komplo iddiası ile idama mahkum ediliyor son anda cezası affediliyor, idam cezası Sibirya’da kürek mahkumluğu cezasına çevriliyor. Çok sert çok zor koşullarda bitiriyor bu mahkumiyetini ve hayatının bu noktasında Dostoyevski ölüm, yaşam, ceza, suç kavramları ile tanışıyor.
Dostoyevski hayatı boyunca bu kumar borçlarından ve epilepsi nöbetlerinden muzdarip bir hayat sürüyor. 1881 yılında da 59 yaşında iken akciğer kanaması sonucunda vefat ediyor. Bizlere Karamazov kardeşler, Yer altından notlar, Suç ve ceza, Kumarbaz gibi bir çok güzel eser bırakıyor ve iyi ki böyle bir deha yaşamış iyi ki bizlere bu güzel eserleri bırakmış, bizde bugün bu eserleri okuyabiliyoruz ki bunlardan en değerlilerinden biri suç ve ceza. Eper okumadıysanız minik blog olarak muhakkak okumanızı tavsiye ediyoruz.
minik blog sizin için bloglamayı sürdürecek…